Hücre

– Ben Met Koltru. TrS-2413’ün kaptanı ve uzman araştırmacısı. Dünya ölçeği ile yirmi yedi sene önce başladığım görevimi tamamlayarak geri döndüm. Gezegene iniş için izin istiyorum.

– Konfederasyona ait herhangi bir gezegene yaklaşmanız bu andan itibaren yasaklanmıştır. Yeni rotanız az sonra gönderilecek ve iletişiminiz kesilecektir. Bu emre karşı herhangi bir çabanız kalıntısız temizleme ile cezalandırılacaktır. Bu görüşme kayıtlardan çıkartıldıktan sonra görev zayiatı olarak arşivleneceksiniz. Gezegendeki tüm sorumluluklarınızın yerine getirileceğini Konfederasyon garanti eder.

Son kelimeyi de yazdıktan sonra masanın üzerindeki yığına doğru yöneldi. Kolayca bulduğu bir diğer kağıdı elinde tuttuğu parça ile karşılaştırdı. Beş yıl önce eve dönme umuduyla yaptığı son çağrı tam olarak hatırladığı gibiydi. Birçokları için imkansız olan uzun bir yolculuğun sonunda, yeni ama bu defa bilinmez bir başka seyahate çıkmak zorunda bırakılmıştı. Aklını ve hafızasını yerinde tutabilmek için bildiği, hatırladığı her şeyi yazmaya çalışıyor ancak o son konuşmaya takılıp kalıyordu. Neden? Bir yanıta ihtiyacı vardı. Artık hiçbir anlamı olmayan hayatında ulaşmaya çalıştığı tek hedef buydu; neden tüm gezegenlerden uzaklaştırılmıştı?

Gemisinin “Dünya günü” simülasyonları hala faal durumdaydı. Bir gece yine o anı yazmaya karar verdi. Hiçbir şeyi unutmamaya ve ölene kadar yanıtı bulmak için çabalamaya ant içmişti;

– Ben Met Koltru. TrS-2413’ün kaptanı ve uzman araştırmacısı. Dünya ölçeği ile yirmi yedi sene önce başladığım görevimi tamamlayarak geri döndüm. Gezegene iniş için izin istiyorum.

– Konfederasyona ait herhangi bir gezegene yaklaşmanız bu andan itibaren yasaklanmıştır. Sizin için diğer dünyalarla etkileşime girmeden, doğrudan galaksi dışına yönelmenizi sağlayacak bir rota belirlenmiştir.Bu emre karşı çıkmamanızı rica ederiz. Aksi durumda alacağımız önlemler yeni bir düşman edinmemize neden olabilir. Bu görüşme kayıtlardan çıkartıldıktan sonra görev zayiatı olarak arşivleneceksiniz. Gezegendeki tüm sorumluluklarınızın yerine getirileceğini Konfederasyon garanti eder.

Yazmayı bitirip kontrol aşamasına geçtiğinde yaşadığı şaşkınlık, insan olduğunu hissetmesine neden oldu. Ne var ki hemen sonra bir başka duyguyla yüzleşmek zorunda kaldı; endişe! Acaba aklını yitirmeye mi başlamıştı? Bu yazdıkları ne anlama geliyordu? Tek başına geçirdiği yıllardan sonra zihninin oyunlar oynamaya, saplantı derecesinde istediği yanıtları türetmeye başladığını düşündü. Ancak bunları düşünebiliyorsa bilinci yerinde olmalıydı. Durumu için bir taraftan endişeleniyor, bir taraftan da bu sonsuz boşlukta üzerinde düşünmeye değer bir şeyle karşılaştığı için içten içten mutlu oluyordu. Bir süre bu konu hakkında düşünmemeye karar verdi. Tadını çıkarmak istiyordu; ne de olsa bolca zamanı vardı.

Dünya’nın kapısından geri döndürülüşünün üzerinden beş yıl iki ay ve on bir gün geçmişti. Sürgünün nedeni olarak, son yazdığı ancak hatırlamadığı bilgileri referans almaya karar verdi. Hiçbir yere bulaşmadan mümkün olduğunca uzağa gitmesi istenmişti. Ayrıca, gemisini yok ederlerse birilerini kızdırmaktan da korkuyorlardı. Bu haliyle yanıtlara biraz yaklaşmış gibi görünse de aslında cevap bulması gereken bir çok başka soruyla karşı karşıya kaldığını anladı. Başlarda hissettiği heyecan yerini yeni umutsuzluklara bırakmak üzereydi. Ne kadar korksa da yine yazmaya karar verdi;

– Ben Met Koltru. TrS-2413’ün kaptanı ve uzman araştırmacısı. Dünya ölçeği ile yirmi yedi sene önce başladığım görevimi tamamlayarak geri döndüm. Gezegene iniş için izin istiyorum.

– Konfederasyona ait herhangi bir gezegene yaklaşmanız bu andan itibaren yasaklanmıştır. Geminize bulaşmış olan organizmaların diğer gezegenlere atlayamayacağı, doğrudan galaksi dışına yönelmenizi sağlayacak bir rota belirlenmiştir. Emre karşı çıkmanız durumunda, sizinle beraber geminizdeki organizmalar da yok edilecektir; onları dünyamıza alamayız. Ancak yabancı organizmaları yok etmemizin bir savaş nedeni sayılmasından çekiniyoruz. Bu görüşme kayıtlardan çıkartıldıktan sonra görev zayiatı olarak arşivleneceksiniz. Gezegendeki tüm sorumluluklarınızın yerine getirileceğini Konfederasyon garanti eder.

Karşılaştırmayı bu defa üç farklı metin üzerinden yaptı. Başlarda kafası daha fazla karışsa da, düğümün yavaş yavaş çözülmekte olduğuna kanaat getirdi. Hala biraz kaldığını düşündüğü sağlıklı düşünme becerisiyle olan biteni son bir kez daha yorumlamaya karar verdi. Derin düşüncelerle geçen saatler sonunda mantıklı bir yanıt bulabilmişti; aklını kaybediyordu. Otuz yılı aşkın yalnızlığının son beş senesi konuşmadan, hiç kimseyle iletişim kurmadan geçmişti. Biriktirdiği kağıt yığınına baktı. Sadece onlarla etkileşim kurmuştu; bir kayayla dertleşmekten farksız. Yıllar süren takıntısının asla bulunamayacağını düşündüğü gerçek yanıtları için beyni bir kurmaca oyunu oynuyordu. Bulduğu çözüm aklına yattı. Zaten sınırsız yalnızlık içinde küçük bir umut ışığı bile onun için yepyeni bir dünya demekti. Artık kökenleri ile ilgilenmiyordu; hayal ya da değil. Yanıtları bulacak ve huzur içinde ölebilecekti.

Bir sonraki yazma seansı için kendini zorlamadı. Artık nihayete yaklaştığını hissediyordu ve karalamalarını inceleyerek biraz zaman geçirmeye karar verdi. Ne var ki yazdıklarından neredeyse hiçbir şey anlamıyordu. Sürgünün ikinci yılındaki düşünceleri bile anlamsız kelime yığınları gibi görünüyordu;

Bir ara kendimi Sisifos ile karşılaştırdım; acaba hangimizin durumu daha kötü diye. Onun hep başa saran ve asla tam olarak gerçekleştiremediği bir amacı vardı. Benimse hiçbir şeyim. Basit de olsa üzerinde emek harcanacak, düşünce üretilebilecek bir uğraşı… Artık hayatın anlamının bu olduğunu düşünüyorum. Çok açık değil mi? Sisifos sonsuza dek yaşayacak; ya ben?

Bir diğer kağıt parçasını eline aldı. Onun durumu da ilk okuduğundan farklı değildi;

Gezegenler arası uzay yolculuklarının ilk yıllarını anlatan bir kitap okumuştum. Mars’a gidip orada ölene kadar yaşayacak gönüllüler varmış. Başlarda onları takdir etmiş hatta yaptıkları kahramanlığa özenmiştim. Daha sonra yeterince olgunlaşmamış zihinlerin bu tür bir yolculuğa istekli olacağını düşünmeye başladım. Hiçbir zaman parçası olamayacağı bir insanlık için kendini feda etmek. İsmi yaşasın diye hayatın kendisinden vazgeçmek; anlamsız gelmişti. Artık onlarla ilgili hiçbir şey düşünmüyorum. En baştan tamamını göremedikleri için eleştirilemezler. Yaşamadan anlayabilmek çok büyük bir erdem; sahip olmayanlar suçlanamaz.

Sonunda eskiden yazdıklarını okumaktan vazgeçti. Zihnini tekrar yazmaya ikna edebilmek için hiçbir şey yapmadan iki hafta geçirmesi gerekmişti. Öncesini hatırlamıyordu, aklında sadece kalem ve kağıt vardı;

– Ben Met Koltru. TrS-2413’ün kaptanı ve uzman araştırmacısı. Dünya ölçeği ile yirmi yedi sene önce başladığım görevimi tamamlayarak geri döndüm. Gezegene iniş için izin istiyorum.

– Konfederasyona ait herhangi bir gezegene yaklaşmanız bu andan itibaren yasaklanmıştır. Geminize bulaşmış olan organizmalar, şimdiye kadar haklarında en az bilgiye sahip olduğumuz türlerdendir. Yalnızca, etkileşimde oldukları yaşamları kontrolleri altına aldıklarını ve zamanla mutasyona uğrattıklarını biliyoruz. Geleceğinizin nasıl olacağı konusunda hiçbir fikrimiz yok. Gezegenimize bulaşmanı göze alamayız. Ancak onları düşman olarak karşımıza da alamayız. Lütfen buradan uzaklaşın. Bu görüşme kayıtlardan çıkartıldıktan sonra görev zayiatı olarak arşivleneceksiniz. Gezegendeki tüm sorumluluklarınızın yerine getirileceğini Konfederasyon garanti eder.

Yazdıklarını kontrol etme ihtiyacı duymadı; artık farkındaydı. Delirmiş falan da değildi. Bahsedilen mutasyon tamamlanmış, uzayın her yanına yayılarak var olan organizmalardan biri olmaya başlamıştı. Zavallı dünyalılar! Bütünleşik bir yaşam şansını kendi elleriyle itmişlerdi. Artık tüm bilgi ile iç içe yaşayan bağımsız bir yaşam formuydu. Bedenine tepeden baktı. Bir zamanlar hatırladığı sağlık timsali yağsız ve kaslı vücuttan eser yoktu. Bir deri bir kemik, çökmüş bir beden görüyordu. Ancak artık bunun önemi yok diye düşündü; o artık uzayın bir parçasıydı. Hapishanesinden kurtulmuş, kardeşleriyle beraber evrenin her köşesinde var olmak için yola çıkmıştı.