Temas

Başkan Ulka-Lorty, son oturumu büyük savaş öncesi gerçekleşmiş olan Karar Meclisi’nin yönetimi konusunda zorlanıyordu. Eski dildeki cümleleri tam olarak anlayamasa da sık sık yazılı yönergelere başvurmak zorunda kalmıştı. Bu hareketinden ötürü yadırganma riskini, hatalı bir yönlendirme sonucu tarihi bir yanlışa imza atmaya tercih ediyordu. Başlardaki gerginliğinin, nihai kararın mutlaka verilmesi gereken üçüncü toplantı öncesinde daha az olduğunu hissediyordu. Ne de olsa katı kurallara tabi hararetli tartışmalar geride kalmıştı. Gelecekte bir çok hayatın akışını değiştirmesi muhtemel kararın doğruluğunu sağlamaktan çok, oturumu kapatarak görevini tamamlamış olmayı istediğini fark etti. Kontrol edemediği düşüncelerinden ötürü kendisini ayıplayarak toparlanmaya çalıştı.

“Keşke yurttaşlar bu cismi hiç bulmasıydı” diye geçirdi içinden. Gerçi o zaman da Galaktik Birlik’in devriye sistemi mutlaka fark eder ve henüz tekilleştirilmemiş bir gezegenin daha boyunduruğa girme süreci başlamış olurdu. Bu düşünceden sonra duraksadı. Acaba gerçek bu muydu? İlkel bir uzay aracı olduğu anlaşılan cismin, izlerini taşıdığı gezegenden ne zaman hareket ettiği hesaplanmıştı. “Bizimkiyle benzer zaman ölçüleri kullanma olasılıkları yüksek” demişti çözümlemeyi yapan ekibin lideri. “En azından yüz seksen bin yıl önce yola çıkmış olmalı.” Yüz seksen bin yıl. Gezegendeki yaşamların ve sosyal hayatın en naif anlatımla farklılaşması için yeterli bir süre. “Belki onlar da tekilleştirilmiş ya da tekilleşmişlerdir? Ya da yardım bekliyorlardır? Acaba doğru hamle ne olmalı?”

Meclisin tam olarak bunun için toplandığını bilmek biraz olsun rahatlamasına yardım etti. Sorumluluk sadece kendisine ait olmayacaktı. Karar Meclisi’nde, eşit söz hakkına sahip üç farklı düşüncenin temsili şarttı. Görüşülen konunun, kendi halkları ve diğer barışçıl yaşamlar için olası getirileri bu üç ana görüş çerçevesinde ele alınırdı. Fayda, zarar ya da hiçbir şey esasına göre şekillenen düşünceler mutlaka temsil edilmeliydi. Kurallara uygun bir oturumun sonunda en doğru kararın verileceğini düşünüyordu. Görevi, mecliste adaletin sağlanmasıydı.

Tam zamanında yerini alarak oturumun başladığını duyurdu. İlk iki toplantıda yapılan tartışmalardan sonra nihai sözlerin söylenmesi zamanı gelmişti. Kısa bir oturum olacaktı. İlk söz hakkı, keder ve acı ana düşüncesini savunan komisyonundu. Sözcüleri Milfrem-Denu, vücut hareketlerinin görülmemesi için başka bir odaya alınmıştı. Özelliklerinden arındırılmış sesiyle yaptığı konuşma, tek düze hale getirildikten sonra büyük salona ulaştırılıyordu. Karar vericiler konunun özüne odaklanmalıydı, hatibe değil. Kısa süre sonra duygusuz ses salonda yankılanmaya başladı;

“Uzay aracının bilinen bir gezegene ait olmadığı konusunda hemfikiriz. İçerisindeki verilerin hazırlandığı an itibariyle, gezegendeki yaşamların tekilleştirilmemiş olduğu da açık biçimde anlaşılıyor. Hem aynı türün farklı görünümleri hem de bambaşka özelliklerde bir çok yaşam formuna ait bilgiler kuşkuya mahal bırakmayacak biçimde tanımlandı. Ne var ki, o dünyanın mevcut durumunu hiç birimiz bilmiyoruz. Bilim tarihimize baktığımızda, aracın hazırlanmış olduğu dönemlerde bizim sahip olduğumuzdan çok daha ileri bir teknolojiye hükmettiklerini görüyoruz. Diğer yaşamlar için tehlikeli ve tabi olduğumuz yönetimden çok daha acımasız bir güçle karşılaşarak, zaten boyunduruk altındaki yaşamlarımızı da kaybetmemiz ihtimali, göz ardı edilemeyecek kadar kuvvetlidir.”

“Yabancı dünya ile temas kurma teşebbüsünden vazgeçilmelidir. Eğer tekilleştirilmemiş durumdalarsa bir süre daha mutlu yaşarlar. Aksi gerçekleşmişse, kendimizi açık ederek zaten artık yok denilebilecek özgürlüğümüz için yeni bir tehdit daha yaratmış oluruz. Galaktik Birlik’in, gizli olduğunu düşündüğümüz bu meclisten ve uzay aracından haberdar olması durumunda içine düşeceğimiz zor durum da cabası. Hem diğer dünya hem de kendi halkımız için durumu bir an önce raporlamalı ve gezegen ile temas düşüncesinden vazgeçmeliyiz.”

Komisyonun düşüncesi çok açıktı. Dile getirmekten herkesin çekindiği, yaptıkları gizli toplantının olası sonuçları konusuna vurgu yaparak, aslında tehlikenin çok daha yakınlarda aranması gerektiğini hatırlatıyorlardı. Galaksinin bu bölümündeki tüm yaşamları kontrol altına almaya çalışan, gezegenlerdeki yaşamsal ve kültürel farklılıkları en aza indirerek sürdürülebilir bir bütünlük oluşturmayı hedefleyen Galaktik Birlik, yeni bir gezegenle yakından ilgilenmek isterdi. Bulunan uzay aracının gizlenmesi hiç kuşkusuz tasvip edilmeyecek bir hareketti ve cezasız kalamazdı. Sonuçlarının ne zaman görülebileceği bir muamma olan temas fikrindense bu konuya odaklanmak ve yakın zamanda yıkıcı etkisinin görülebileceği bir cezanın düşünülmesini sağlamak daha doğruydu. Meclisin bu görüşten etkileneceği açıktı. Keder ve acı komisyonu doğru bir noktayı göz önüne serdiklerini düşünüyorlardı.

Milfrem-Denu, büyük salondaki yerine doğru ilerlerken mutluydu. Halkı için en doğrusunu yaptığından, bir çok meclis üyesinin de benzer düşüncede olacağından emindi. Konuşma odasına doğru yürümekte olan Krai-Elfu’nun sözcüsü olduğu umut ve barış düşüncesi savunucularının benzer görüşte olmadıkları çok açıktı. Aynı tekdüze ses ile başlayan, ima ve suçlama içermeyen konuşma başlamıştı;

“Uzay aracını gönderen gezegende nasıl bir yaşamın şekillendiğini bilmek olanaksızdır. Ancak kesin olan bir şey var ki, geçmişte yaşamsal ve kültürel çeşitlilik açısından zenginlermiş. Eğer benzer yapıdalarsa onları uyarmak ve tekilleştirmeye karşı hazırlıklı olmalarını sağlamak, galakside umudun devamı anlamına gelecektir. Ayrıca kültürel çeşitliliğin gerçek kanıtları ile halkımızı bilinçlendirmek ve belki de gelecekte sahip olacağımız özgürlüğün tohumlarını ekmeye başlamak, olmayan umudu halkımıza vermek için bir fırsattır. Galaktik Birlik’e durumu raporlamak içinse artık çok geç. Haberleri olana kadar geçen zamanda neler olup bittiğini anlayacaklar ve baskıyı artıracaklardır. Bize düşen, diğer gezegeni uyarmak ve uzay aracını gizli tutarak gelen verileri umut ışığı olarak görmektedir. Kısa vadede yaşayacağımız zorluklar, gelecekteki özgürlüğümüzün bedeli olarak görülmelidir.”

Kısa ve öz bir konuşmaydı. Krai-Elfu, dile getirdiği zahmetli ve tehlikeli yolun herkes tarafından kabul görmesinin olanaksız olduğunu bilecek kadar gerçekçiydi. Yine de merkezi otorite tarafından ellerinden alınan kültürlerini ve özgürlüklerini geri kazanmayı uman yurttaşlar için bir umut kapısı açtıklarının da farkındaydı. Özgürlük yanlısı güçlü bir gezegenin kendilerine yardım etmesi bile mümkündü. Ayaklarına kadar gelmiş bir fırsatı geri tepiyor olma düşüncesi uykularını kaçırıyordu.

Son söz, yaşamın devamı düşüncesi savunucularınındı. Sözcüleri Lori-Mins, özel bir odada olmasa bile yeterince tekdüze olan konuşma tarzı ile görüşlerini aktarmaya başladı;

“Gezegenimiz sınırlarına giren ve yurttaşlar tarafından tesadüfen tespit edilen bir cismin bize olumlu ya da olumsuz bir mesaj olarak gönderildiğinden nasıl emin olabiliriz ki? Aracı alıkoyarak haddimiz olmadan olayların akışına müdahalede bulunmaya cüret ettik. Başka yaşamların geleceğini ve olayların seyrini değiştirmekte olduğumuz açıktır. Yanlıştan derhal dönülerek, içeriğinde hiçbir değişiklik yapılmadan, aynı hız ve doğrultu ile aracın derin uzaya salınması gerekmektedir. Uzak gezegen ya da Galaktik Birlik ile ilgili kaygı duymamamızı sağlayacak yegane çözüm budur. Üstelik uzay aracının gerçek amacına ulaşmasına da fırsat vermiş olacağız. Varlığından haberdar olduğumuz her şeyin hayatımızda değişiklik yaratması gerektiği görüşünden vazgeçmeliyiz. Evrende özel konuma sahip değiliz ve olan biten her şeyin bize bir etkisi olması zorunluluğu yok.”

Konuşmalar biterken Başkan Ulka-Lorty, her düşüncenin haklı ve haksız yanları olduğunu düşünüyordu. Tek bir yaklaşımla doğru kararın verilmesinin ne kadar zor olduğu ortadaydı. Yeni bir fikir oluşturma -başkan olarak buna hakkı vardı- ya da oylamaya geçme konusundaki düşünceleri, Galaktik Birlik askerlerinin ana salona girişiyle dağılıverdi. Savaş durumuna göre silahlanmış askerlerin komutanı kararı okurken herkes başlarına gelecekleri az çok tahmin edebiliyordu;

“Adının VOYAGER 1 olduğu anlaşılan uzay aracının, Galaktik Birlik’ten habersiz biçimde alıkonulması ve başka dünyalara ilişkin yaşamların çözümlenmesi çabası nedeniyle bu mecliste yer alan herkes tutukludur. Galaktik Birlik, adil yargılanacağınızı garanti eder.”