Çözüm

İyi giyimli adam, kendisini ağırlayanların gösterdiği koltuğa doğru ilerledi. Orta boyluydu ve saçlarının grisi beyaza daha yakındı. Odadaki beş kişinin ne kadar önemli insanlar olduğunu bilse de, öz güveninde eksiklik olduğuna dair herhangi bir işaret vermiyordu. Ağır adımlarla yürüdü ve diğerlerinin oturup oturmadıklarını kontrol etmeksizin koltuğuna kuruldu. İlk konuşan, yeni gelenle aynı anda oturmuş olan genç kadındı;

– Hoş geldiniz Bay Wentron. İçecek bir şey alır mıydınız?

– Teşekkür ederim. Bir an önce sizleri dinlemeyi tercih ederim. Biliyorsunuz, hükümetimiz çok uzun zamandır çözümünüzü duymak için bekliyor.

– Ödemenin yarısını peşin almadan açıklama yapamayacağımızı iletmiştik efendim. G5’in sadece iki ülkesinde var olan bir teknolojiye sahip olacağınızı göz önünde bulundurursak, prensiplerimizin kabul edilebilir olduğu konusunda mutabık kalacağımızı düşünüyorum.

Korti Wentron, diğer ülkelerle ilgisi sorusunu kendine sakladı. Beş gelişmiş ülke dışındakilerin de benzer teknolojiler üzerinde çalıştığını biliyordu. Verilen yanıttan duyduğu rahatsızlığı belli eden bir jest yapmayı düşündüyse de bu fikirden de vaz geçti. Yıllardır edindiği tecrübe ile en iyi yaptığı şeyi, hiçbir ifade içermeyen biçimde öylece durmayı, tercih etti. Konuşmaya iri yarı ve tok sesli bir adam devam etti;

– Bu durumda konuğumuzu daha fazla bekletmeyelim. Sizin için çok uzun olmayan bir sunum hazırladık Bay Wentron. Umarım fikrimizin arkasındaki dehayı doğru biçimde aktarabiliriz.

Sunum yaklaşık otuz dakika sürdü. Deneyimli diplomat Korti Wentron odadan çıkarken, ülkesinin yıllık gelirinin neredeyse beşte birine denk gelen ödemenin geri kalanını da yapılacağına dair tüm kâğıtları imzalamıştı.

* * * * *

“Bir diğer ani ölüm vakası. Ne kadar sürede cereyan ettiği ile ilgili bir bilgi yok. En üst düzeyde tehlikeli olarak tanımlanmış. Alfa seviyesinde önlem ve gizlilikle incelenmesi gerekiyor.”

Dr. Sclon elindeki kısa raporu hızlıca okuduktan sonra uzun bir küfür savurdu. “Bu çağda hala hastalık nedeniyle ölümler. Sizin geliştireceğiniz teknolojinin…” Yeni bir küfre başlamadan önce kendini durdurdu. Denbro Genetik Araştırmalar Enstitüsü’nde bilinmeyen hastalıklardan ölen insanları incelemek ve hayatlarını kaybetmelerine neden olan mikroorganizmaların yapısını en ince ayrıntısına kadar analiz etmekle görevliydi. Alanında başarılı kabul ediliyordu ancak mesleğini tam anlamıyla sevememişti. Hastalıkların analizi kadar bilinmeyen mikroorganizmalara karşı genel bir bağışıklık sistemi geliştirilmesi için de çalışması gerektiğini savunuyordu. Elindeki son vakadan sonra bu konuda şansını bir kere daha denemeye karar verdi. Bağlı olduğu heyetin başkanı ile bir kere daha konuşacaktı; daha öncekiler gibi hiçbir sonuç alamayacağını bilmesine rağmen.

Vakanın detaylı analizi her zamanki gibi saatlerini aldı. Ortaya çıkan genetik kod dünya üzerinde raporlanan herhangi bir mikroorganizmanınkiyle örtüşmüyordu. Verileri tüm detaylarıyla sisteme yüklediğinde yorgunluktan bayılacak gibiydi ancak temizlik sonrasında soluğu heyet başkanının odasında aldı;

– Her yıl en az dört beş defa yeni ölümlerle karşılaşıyoruz. Bir gün bizden önce yayılacak ve onu tanıyana kadar dünyayı alt üst edecek, 2020’deki gibi.

Dr. Tresen Sclon, dik kafalılığını zaman zaman eleştirmesine karşın büyük saygı duyduğu heyet başkanı Prof. Olrit’in karşısında elinden geldiğince sakin konuşmaya çalışıyordu. Yıllardır savunduğu genel bağışıklık sistemi fikrinin, yaşlı adam tarafından da gayet iyi bilindiğinin farkındaydı. Ne var ki vakaları sonradan analiz eden biri olarak, sürekli karşılaştığı yeni ve öldürücü mikroorganizmalara karşı önlem alınmaması sinirine dokunuyordu. 2020’den sonra başlatılan programla ülkesindeki herkese, sözde etkin bağışıklık güçlendiriciler verilmişti ama yeni nesil mikroorganizmalar nedeniyle her yıl gerçekleşen onlarca ölüme de ilk elden tanık olan kendisiydi. Bu ilaçlar verilmeye devam ediyordu ama ortalama vaka sayısında belirgin bir düşüş yoktu. Bu hastalıklardan birinin yeni salgınlara sebep olması an meselesiydi. Üstelik ortalıkta dolaşan söylentilere bakılırsa, etkin bağışıklık güçlendiriciler için küçük bir ülkenin birkaç yılda sahip olabileceği miktarda paralar ödenmişti.

Prof. Olrit genç kadının görüşlerini defalarca dinlemiş olmasına karşın sabırla konuşmasını bitirmesini bekledi. Söze girdiğinde, kelimeler her zamanki gibi ağzından törenle çıkıyormuş gibiydi;

– Bayan Sclon. Toplum sağlığı konusundaki hassasiyetinizi anlıyorum. Ne yalan söyleyeyim bu tavırlarınız ülke adına hoşuma da gidiyor. Ne var ki, fikirlerinizin bir saplantı haline dönmesine engel olamadığınızı da üzülerek görüyorum. Doğru analizi yapmakta biraz geç kalmadınız mı?

– Doğru analiz demek ha? Ben çalışmalarımı çoktan tamamladım efendim. Milyar dolarlık yatırımlarla sahip olunan etkin bağışıklık güçlendiriciler’in hiçbir halta yaramadığını, her yıl onlarca insanın bilinmeyen virüsler edeniyle hayatını kaybettiğini ve yakında bu hastalıklardan birinin yeni bir salgınla insanlığın başına geri döndürülemeyecek dertler açacağını siz de bilmiyor musunuz?

Genç kadın bu defa öfkesine engel olamamıştı. Yine de, saygı duyduğu yaşlı adama karşı gösterdiği tavırdan mahcup olduğunu gösteren kırmızı yanaklar ve söylediklerinin arkasında olduğuna işaret eden keskin bakışlarla Prof. Olrit’in karşısında dikilmeye devam etti.

– Sizin gibi birinin bu tespitlerin arkasında yatan gerçeği çok önceden görmesi gerekirdi Bayan Sclon. Doğruları ve programın başarısını size doğrudan söyleyemem ancak kendi kulaklarınızla duymanızı sağlayabilirim. Yarın etkin bağışıklık güçlendirme programının arkasındaki hükümet yetkilileri enstitümüzü ziyaret edecekler. Kendilerine yapılacak bilgilendirme esnasında orada bulunmanı sağlayacağım. Rica ederim iyice anlamadan konuşmaya dâhil olmayın.

* * * * *

Enstitü içerisindeki gezi, protokol kurallarının eksiksiz uygulanması ve personelin bu konudaki tecrübesi nedeniyle sorunsuz biçimde tamamlanmıştı. Hatta eski diplomat, yeni müsteşar Korti Wentron’a yapılacak bilgilendirme, planlanandan bir saat kadar da erken başladı. Son derece sade biçimde hazırlanan sunumu bizzat Prof. Olrit yapıyordu;

– Efendim, gördüğünüz gibi etkin bağışıklık güçlendiricilerin yenilenme sıklığını altı aya kadar indirdik. Her sürümümüzde, tüm dünyadan gelen verilerin yardımıyla en az bir yeni hastalığa karşı önlem tanımlanmış oluyor. Sistemin başarısını göz önünde bulundurursak daha sık güncelleme yapmanın gereksiz olduğunu söyleyebilirim.

Korti Wentron’nın iki adım kadar sağ tarafında sunumu dileyen Dr. Sclon rahatsızlığını belli edercesine kımıldandı. Sadece bilinen hastalıklara karşı yapılan bir güçlendirme için ödenen milyar dolarların anlamsızlığını, büyük salgınların hep yeni tip virüslerle tetiklendiğini ve altı ayda dünyanın tanınamayacak bir yer haline geleceğini haykırmak istiyordu; bu fırsatı bir daha elde edemeyecekti. Yine de profesörün tembihini aklına getirerek kendini dizginlemeyi başardı. Müsteşarın konuşmaya başlamasıyla dikkatini beyaz saçlı adama yöneltti;

– Peki ya diğer kısım profesör? Söylendiği gibi etkili mi?

– Evet efendim. Bilinmeyen bir hastalığa yakalanıp da sağ kalan hiç kimseye rastlamadık. Üstelik ölümleri de yeterince hızlı gerçekleşiyor.

– Yani ortalıkta dolaşıp başkalarını hasta edemeyecek kadar çabuk nalları dikiyorlar, öyle mi?

– Tam dediğiniz gibi. Biz de onları inceleyip etkin bağışıklık güçlendiricileri yeni bilgilerle güncelleyebiliyoruz. Üstelik yeni sürüme sahip hiçbir vatandaşımızda bilinen hastalıklar nedeniyle gerçekleşen bir ölüm rapor edilmedi.

– Tam da o iri yarı adamın dediği gibi; “salgınların en büyük nedeni hemen ölmeyip hastalığı yayan insanlardır. Eğer bildiklerimize önlem alır, bilmediklerimizin de bulaştıkları kişileri hemen öldürmesini sağlarsak salgından korkmamıza gerek kalmaz.”

– Evet efendim. Etkin bağışıklık güçlendiriciler yardımıyla yaptığımız tam olarak bu.

– Eh, o zaman ödediğimiz paralar boşa gitmemiş demektir.

Bu sözlerin ardından, önemsiz detaylarla devam eden sunum on dakika kadar sürdü. Müsteşar ve beraberindekiler odadan ayrılmak üzere ayağa kalkarken Dr. Sclon’un yanakları hala kırmızıydı.